Toy Kuşu Avı


Atmaca ile Toy Avı




Toy (Otis tarda), toygiller (Otididae) familyasından çok ürkek bir kuş türü. Türkiye'nin en büyük kuş türü olan toy, aynı zamanda dünyaca en büyük uçabilen kuşlardan biridir.
ÖLÜME UÇAN KUŞ; "TOY"

               Toy, nesli hızla tükenen bir kuş türüdür. özellikle yasadışı avcılık nedeniyle toyun nesli tehdit altındadır. ülkemizde yaşayan (500 birey) toy kuşu’nun 295 bireyi muş ovasındadır.

Toy (Otis tarda), nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bulunan ve 'Hassas' (Vulnerable) kategorisinde sınıflandırılmış bir türdür (BirdLife International 2000). Tür aynca, Avrupa Birliği'nin 'Yaban Kuşları Direktifi' (Wild Birds Directive) Ek 1; 'Bern Sözleşmesi' Ek II; 'Bonn Sözleşmesi1 Ek I ve 'CITES' Ek I bölümlerinde yer almaktadır. BirdLife International'ın Avrupa ölçeğinde koruma Önceliğine sahip türleri belirlemek için yaptığı çalışmaya göre toy, 1. kategoride bulunmaktadır. Bu kategori kısaca SPEC1 olarak tanımlanmaktadır (Tucker & Heath 1994).

BirdLife International bünyesindeki bir çalışma grubu olan 'Bozkır ve Çayırlık Kuşları Grubu(Steppe and Grassland Birds Group) yaklaşık 20 yıldır toy üzerinde çalışmalar gerçekleştirmektedir (EC 1996). Modernleşme ile birlikte ilaç, makine ve sulama yöntemlerinin kullanıldığı yoğun tarım faaliyetlerinin yaygınlaşması, aşın otlatma baskısı ve artan insan yerleşimleri türün özellikle Avrupa'daki popülasyonlarının azalmasına ve parçalanmasına neden olmaktadır.

Ülkemizde toyun uygun yaşam alam olan doğal otlak ve açık alanların hızla bozulduğu ve yok olduğu düşünüldüğünde; koruma çalışmalar acil olarak başlamalı, ve bu şekilde popülasyonlarının parçalanmasına ve yok olmasına engel olunmalıdır. Avrupa Komisyonu Toy Koruma Eylem Planı'nın (EC 1996) Türkiye için önceliklerinden biri; ülkemizdeki toy popülasyonlar hakkındaki bilgi boşluğunun  giderilmesi için araştırmalar yapılması ve toy için önemli yaşam alanlarının belirlenmesidir. Bu çerçevede toy, Türkiye'de doğal çayır ve bozkır alanların uluslararası önemi hakkındaki bilincin arttırılmasında bir 'bayrak tür' olarak kullanılmalıdır.

               Şu ana kadar Avrupa eylem planında yer alan toy populasyonu araştırmasının tamamlanmasına yönelik bazı çalışmalar yapılmışsa da, henüz tüm Türkiye taranmamışlar. 1998 yılında Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin (DHKD) Konya Havzası'nda yürüttüğü bir araştırma toyun yalnızca Tuz Gölü ve Çöl Gölü civarında, düşük bir olasılıkla da Bor-Zengen Ovası'nda ürediğini ortaya koymuştur (Eken & Magnin 2000). Bu araştırmayı takiben DHKD ve Su Kuşları ve Sulakalanlar Uluslararası Çalışma Grubu (International VVaterbird & Wetland Research- Working Group WIW0), 2000 yılında, Tuz Gölü yakınlarında, 1998 yılında toyun kaydedildiği yerleri daha detaylı araştırmak amacıyla bir proje gerçekleştirmiştir. Proje sonucunda 4 kur yapma alanı ve 80 kadar üreyen birey saptanmıştır (Heunks et al. 2001). DHKD gerçekleştirdiği Güneydoğu Anadolu Biyolojik Çeşitlilik Projesi kapsamında da türün bu bölgedeki üreme dağılımı hakkında bilgi toplamıştır. Toyun diğer yayılış alanları olan İç Ege, Göller Bölgesi, Sakarya Havzası, İç Kızılırmak Havzası, Yukarı Fırat Havzası ve Doğu Anadolu konusunda ise 2002 yılına kadar bir araştırma yapılmamıştır.

               Toy için uygun, geniş yaşam alanları sunması ve bölgede doğa üzerindeki insan etkisinin nispeten azlığı Doğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'de en çok sayıda toy barındıran bölgelerden biri olduğu fikrini desteklemektedir. Aynca, bu bölgeye ait gözlem verilerinin Türkiye'nin diğer bölgelerine göre kısıtlı olması, türün ülke genelindeki durumunun saptanmasını engel olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, DHKD, Türkiye'deki kuş gözlem topluluklarının katılımlarıyla, 2002 yılında, Toy Koruma Projesi'ni gerçekleştirmiştir. Projenin ilk aşamasında yapılan arazi çalışmasıyla Doğu Anadolu Bölgesi'nde üreyen toy sayısı ve dağılımının son durumu ortaya çıkarılmıştır. Böylece toyun ülkemizde uzun vadede korunmasının sağlanması için bir altyapı hazırlanmış ve ulusal eylem planının hazırlığı başlamıştır. Eldeki verilere göre, Sakarya Havzası, İç Kızılırmak Havzası, Yukan Fırat Havzası'nda da toyun büyük popülasyonlarının olma olasılığı vardır. Bundan sonraki araştırmalarda bu bölgelere öncelik verilmelidir.

Ülkemizdeki otlak ve açık alanların hızla doğallığını kaybetmesi nedeniyle Türkiye'deki toy popülasyonlar parçalanma ve yok olma riskiyle karşı karşıyadır (Heunks et al. 2001). Toyun en geniş üreme dönemi dağılımı Trakya, Güney Ege, Batı Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi kıyı şeridi hariç tüm bölgelerimizdeki deniz seviyesinden 1,800 metre (hatta bazen daha da çok) yüksekliğe kadar olan neredeyse bütün düzlükleri içermekteyken, geçtiğimiz yüzyılın ortalarından sonra hem üreme hem de kışlama dağılımının oldukça daralmış ve daha önce kullanılan birçok alanın terk edilmiştir (Şekil 2, 3). Toy popülasyonu birkaç alan hariç pek çok yerde doğal bozkırların bulunduğu alanlara doğru çekilmiştir. Şu anda, Türkiye popülasyonunun biri İç Anadolu ve İç Akdeniz diğeri ise Doğu Ve Güneydoğu Anadolu'da olmak üzere iki alt popülasyona bölünmüş olduğu düşünülmektedir (Kasparek 1989). İç Kızdırmak Havzası ve Yukan Fırat Havzasi'nda yapılacak olan araştırmalar bu iki popülasyon arasındaki bağı ortaya koymak açısından büyük önem taşımaktadır.

Yaşam Alanı ve Biyolojisi

               Toy, yaşam alanı olarak doğal ve ikincil bozkır alanları, otlakları ve yoğun tanm yapılmayan arazileri tercih eder. Alçak, düz ve açık araziler ile nehir havzaları tür için çok uygundur. Ağaçlık ya da taşlı ve dik arazileri tercih etmezler. Etraflarım rahatça görebilecekleri ve engelsiz olarak hareket edebilecekleri bir araziye ihtiyaç duyarlar. Tarih içerisinde toylar, önceleri doğal bozlar alanları yaşam alanı olarak kullanırken, insan etkisiyle yaratılan ve çok çeşiüi beslenme olanakları sunan tarım ve otlak arazilerini tercih etmeye başlamıştır.

Yuvalama alanları deniz seviyesiyle 3,000 metre arası yükseldikte olabilir, ülkemizdeki üreme alanları Marmara Bölgesi'nde deniz seviyesindeki düzlüklerden Doğu Anadolu'da 2500 metredeki platolara kadar varır (Kasparek 1989). Çoğunlukla tahıl ekilen tarım alanlarında yuva yaparlar. Ayrıca yuvalama alanı çevresinde nadas veya boş araziler bulunması yiyecek ve koruma sağlama açısından çok gereklidir. Başarılı üreme gerçekleşebilmesi için rahatsız edilmemeleri çok önemli bir etkendir (BI 2000). Bununla birlikte, üreme döneminde kur yapmak için önemli sayılarda belli alanlarda toplanmaları ve tehditlere çok fazla açık olmalarından dolayı koruma çalışmaları bu dönemlerde çok önem kazanmaktadır. Üremek için toplandıkları alanların çok iyi korunması gerektiği böylece ortaya konulmaktadır.

Toylar fazla yağış alan ya da çok kurak bölgelerden kaçınırlar. Kışın geniş nadasa bırakılmış arazilerde, yonca ve kolza tarlalarında barınırlar. Soğuğa dayanıklı olmakla beraber yerin karla örtülü olduğu zamanlarda daha sıcak alanlara düzensiz küçük göçler yaparlar. Örneğin, Türkiye'deki toy popülasyonların kış dağılımı büyük çoğunlukla, Ocak ayı ortalama sıcaklığının 0°C'nin alana düşmeyen alanlarda sınırlı kaldığı görülmüştür (Kasparek 1989)

Yorum Gönder

0 Yorumlar